Yine hakem hataları, yine uçup giden puanlarımız ve çok daha önemlisi, futbolcu sağlığına vurulan ağır bir darbe.
25 Kasım Pazartesi günü Gaziantep FK ile oynadığımız Süper Lig karşılaşmasında yaşananlar, daha önce defalarca açıkladığımız ‘önce eğitim' ve ‘önce hakem eğitimi' vurgularını yeniden gündeme getirmemizi gerektirdi.
Karşılaşmanın 17'nci dakikasında, ofsayt olmadığı yayıncı kuruluşun kameraları tarafından net bir şekilde tespit edilen pozisyonda atağımızın hatalı bir kararla kesilmesinin şokunu henüz üzerimizden atamamışken, 33'üncü dakikada yeni bir şok daha yaşadık.
Futbol kurallarında ‘rakibi yaralayıcı nitelikte faul', futbol kamuoyuna göre ise ‘resmen cinayete teşebbüs' olarak değerlendirilen bir pozisyonda rakibimizin futbolcusuna kırmızı kart çıkmasını beklerken hastaneye kaldırılan futbolcumuz Amilton Minervino'nun en az 3 hafta sahalardan uzak kalmasına neden olacak bir sakatlıkla karşı karşıya kaldık.
Şimdi soruyoruz:
Hatalı kalkan o bayrağın, çıkmayan kırmızı kartın bedelini kim ödeyecek?
Rakibimizin 10 kişi kalmasını beklerken o ana kadar en iyi performans gösteren oyuncularımızdan Amilton'un oyun dışı kalmasının ve en az 3 hafta sahalardan uzak kalacak olmasının bedelini kim ödeyecek?
Sadece söz konusu maçla ilgili değil, sonraki haftaları, hatta sezonun tümünü etkileyecek hatalı iki kritik karar sonucu oluşan maddi ve manevi kaybımızı kim nasıl karşılayacak?
Pozisyonlar sırasında hakem Hüseyin Göçek ile VAR hakemlerinin konuşmalarını merak ediyoruz.
İlk pozisyonun ofsayt olmadığını VAR hakemlerinin göremediğine kimse bizi inandıramaz. İkinci pozisyonun kırmızı kartı gerektirmediğine de.
VAR konuşmaları açıklanmadığı sürece bu kaos, bu karmaşa, bu haksız ve bu adaletsiz düzen devam edecek. Başta tüm kulüplerimiz olmak üzere, kamuoyu yeterince aydınlatılamayacaktır.
Her zaman söylediğimiz gibi:
Biz, hakemlerimizin düdüklerini bizim için çalmasını değil, adil bir yönetim göstermesini istiyoruz.
Biz hediye istemiyoruz.
‘Gördüğünüzü futbolun adaleti içinde uygulayın' diyoruz.