Miniklerimizin Kış Kampında Duygulu Anlar
Antalyaspor Kulübü Derneğimizin bünyesindeki futbol akademileri çalışmaları kapsamında bu yıl 5’incisi düzenlenen ve 2 yıl önce vefat eden eski futbolcularımızdan Mehmet Özkul’un adının verildiği kış kampı başladı.
Antalyasporumuzun Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu ile profesyonel futbol takım futbolcularımızdan Musa Nizam, Harun Alpsoy, Nazım Sangare ile Johan Djourou’nun katılımıyla renkli ve coşkulu geçen kış kampı açılış töreninde duygulu anlar da yaşandı. İki yıl önce vefat eden eski futbolcularımızdan Mehmet Özkul anısına yapılan sinevizyon gösterisi sırasında eşi Fatma Özkul ve yakınları gözyaşlarını tutamadı. Teknik Direktörümüz Hamza Hamzaoğlu da, futbola başladığı ilk yıllarda nüfus cüzdanı olmadığı için lisansının çıkarılamadığını ve bu yüzden maçlarda oynayamadığını anlatırken duygulandı ve ağlamamak için kısa bir süre susmak zorunda kaldı. Kış kampının açılış konuşmasını yapan Antalyaspor Kulübü Derneği Başkanımız Nafiz Tanır, 2 yıl önce vefat eden eski futbolcumuz Mehmet Özkul’un sporculuk karakterinden ve Antalyasporumuzun Türk futbolunda bıraktığı izlerden bahsetti.
“DEPLASMANA 30 BİN TARAFTARIYLA GİTMİŞ BAŞKA BİR TAKIM YOK”
Tanır, “Mehmet Özkul, futbolculuğu ve kişiliğiyle örnek bir insandı. Antalyaspor’un ilk şampiyon kadrosunda yer aldı. Şimdi burada onun ailesi, takım arkadaşlarından Kadir Arıkan ve Oral Yenigün ile hocası Orhan Gülmez var. Kendisini özlem ve sevgiyle yâd ediyoruz. Antalyaspor da Türk futbolunda unutulmaz izler bırakan nadir kulüplerden biridir. Mesela 1982 yılında deplasmana bir şehirden 30 bin taraftarı ile birlikte gitmiş başka bir kulüp yoktur. Antalya’da o zaman taşıt kalmamıştı. O maçta da Mehmet Özkul gol atmıştı” dedi. Teknik Direktörümüz Hamza Hamzaoğlu’nun konuşmasından önce başarılı çalıştırıcının hayat hikayesinden kısa kesitler sunuldu. Yunanistan-Gümülcine doğumlu olan teknik direktörümüzün ailesinin, 70’li yıllarda yaşanan Kıbrıs gerginliğiyle birlikte kanoyla Meriç Nehri’ni geçerek Türkiye’ye kaçtıkları ve nüfus kayıtları olmadığı için ilk yıllarda yaşadıkları zorluklar anlatıldı.
“TÜRKİYE’DE NÜFUS KAĞIDIMIZ YOKTU”
Teknik Direktörümüz Hamza Hamzaoğlu, o yılları ve yaşadıklarını anlatırken, “Yunanistan’dan geldiğimiz için Türkiye’de nüfus kağıdımız yoktu. Hocalarım beni beğeniyor ama lisans çıkmıyordu. Buna rağmen bütün antrenmanlara bıkmadan usanmadan gittim. Arkadaşlarım hafta sonları maça çıkıyorlardı ama ben lisansım olmadığı için maça çıkamıyordum. Asla vazgeçmedim” dedi. Bunu anlatırken duygulanan teknik direktörümüz, ağlamamak için kısa bir süre sustu. Gözleri dolan teknik direktörümüze, salondaki katılımcılar ve yüzlerce futbol okulu öğrencileri alkışlarla destek verdi.
“FUTBOLDAN VAZGEÇMEDİM, BÜTÜN ANTRENMANLARA GİTTİM”
Teknik Direktörümüz Hamza Hamzaoğlu, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Ayağım sakatlandı, bilek bağlarım koptu, dudağım yarıldı. Annem babam ‘Oğlum bırak futbolu, sana mı kaldı bu iş’ diyorlardı. Yine futboldan vazgeçmedim, bütün antrenmanlara gittim. Futbolu seviyorum, hayatımın anlamı, tutku bu bırakamıyorsunuz. Lisansım 17 yaşında çıktı ama lisansım bir yılı doldurmadığı için A takımında oynayamadım. Lisansım yeni olduğu için Ümit Milli Takıma da seçilemedim. Ümit Milli Takım İzmir’e kampa geldiğinde, İzmirspor’da oynuyordum. Ümit Milli Takım, İzmirspor ile özel maç yapacaktı, seçilemediğim takıma karşı oynadım. Orada Fatih Hoca beni çok beğenmiş, kamptan sonra takıma çağırdılar.”
“SOYADIMI ÖĞRETMENİM KOYDU”
Yunanistan’dan bir kanoyla kaçak olarak Türkiye’ye gelen ailesinin nüfus kaydı ve soyadı olmadığı için okul kaydı sırasında da sorun yaşadıklarını dile getiren başarılı teknik adam, sözlerini şöyle tamamladı: “Kıbrıs olayından sonra ailemiz Yunanistan’da çok sıkıntı yaşadı. Babam bayrağımız altında ve vatanımızda bizi yetiştirmek istediği için geldik. Okul çağındaydım, babamla okula gittik ama nüfus kağıdım yoktu. Okulun müdür muavini ders başladığı için beni sınıfa gönderdi. Babamla sınıfa gittik, orada bir öğretmen vardı. Beni sınıfa aldı, babama ismimi sordu, ‘Hamza’ dedi. Soyadımı sorduğunda söyleyemedi. Çünkü Yunanistan’da soyadı yoktu. Dedemizin ismini kullanıyorduk. Öğretmenim de ‘O zaman soyadın Hamzaoğlu olsun’ dedi. Okula öyle kaydedildim. Sonra nüfus geldiğinde de soyadımız Hamzaoğlu olarak kayıtlara geçti.”
FUTBOLCULARA SORU YAĞMURU
Futbolcularımız da futbol akademileri öğrencilerinin sorularını yanıtladı. Musa Nizam, kendisinin de futbol okulu ve minik takımda futbola başladığını belirterek, “Antalyaspor’un bütün kategorilerinde forma giydim. Çok çalışırsanız istediğinizi başarırsınız. Futbolcu olamazsanız bile üzülmeyin. Antalyaspor’da iyi bir insan, iyi bir vatandaş olursunuz ki, bu çok önemli” dedi. Premier Lig kariyerli futbolcumuz Johan Djourou ise miniklere, “Hayal kurmaktan, hedef belirmekten vazgeçmeyin. Ben hayal ve hedeflerimin peşinden giderek bu günlere geldim” diyerek tavsiyede bulundu. Yarım sezonu geride bıraktığı Antalyaspor’da çok huzurlu ve mutlu olduğunu dile getiren Nazım Sangare de, uzun yıllar kırmızı-beyazlı formayı terletmek istediğini ifade etti. Gurbetçi futbolcumuz Harun Alpsoy da, futbol okulu öğrencilerinden çok çalışmaları ve hocalarının söylediklerini uygulamalarını istedi.
Teknik direktörümüz Hamza Hamzaoğlu, futbolcularımızla birlikte imzaladığı 7 numaralı formayı Mehmet Özkul’un eşi Fatma Özkul’a verdi. Antalyasporumuzun eski teknik direktörlerinden Orhan Gülmez de Hamzaoğlu’na katılımı için teşekkür çiçeği verdi. Açılış töreninin bitiminde Teknik Direktörümüz ve futbolcularımız, futbol okulu öğrencileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.